Merhabalar sevgili okur,

Zaman su gibi akıp geçiyor. Polonya’ya ailecek geleli tam 6 ay olmuş. Gelmeden aklımızda onlarca soru vardı. Seneyi yarıladığımıza göre kısa dönem gözlemlerimizi sizlerle paylaşmak istedik. Bu gözlemlerimize katılmayabilirsiniz veya sizin bakış açınıza uymayabilir. Bu durumlar bizim şahsi görüşlerimizi, deneyimlerimizi yansıtıyor. Ama bir görüş her zaman farklı pencereler açar diyebiliriz 🙂

OLUMLU YÖNLER

Dilerseniz önce olumlu yönler ile başlayalım.

Sosyal Yaşam

Her ne kadar Lehçe bilmesek ve geçtiğimiz 6 ayda sosyal bir çevre oluşturamasak da gözlemlediğimiz kadarıyla Polonyalılar da sosyalleşmeye önem veren insanlar. İnsanlar size ve kişisel alanınıza ciddi şekilde saygılı. Söylenenin aksine “soğuk” değiller sadece bir Akdeniz, Ege insanı sıcaklığını beklemeyin.

Canlı çiçek almak için özel bir etkinlik olmasını beklemiyorlar.

Markette, cafede vs. sıraya uyarak, trafik kurallarına dikkat ederek hareket ediyorlar. Çok önemli bir şey olmadıkça kornaya basmıyorlar.

Alışveriş merkezlerine, metro/tren istasyonuna girişlerde güvenlik veya X-ray cihazı kullanmıyorlar.

Hayatın her alanındaki işlerde kadın-erkek eşitliğini gözetiyorlar. Erkek kuaföründe, ulaşım araçlarında, taksilerde kadın çalışan görmeniz burada sıradan bir durum.

Genel itibariyle sokakları temiz ve sokaklarda çok sık çöp kovaları bulunuyor. Karşıdan karşıya geçtiğiniz bir yolun her iki tarafında birer çöp kovası gibi.

Polonya’da Avrupa’nın genelinde olduğu gibi sokak hayvanı gibi bir kavram yok. Her yaştan insan evcil köpeklere çok sıcakkanlı yaklaşıyor. Yediden yetmişe tüm insanlar (bebekler dahil) köpeklerden korkmak/korkutmak yerine onlara sevgiyle yaklaşıyor ve sevmek istediğinde mutlaka sahibinden izin alıyor. Aramızda dil bariyeri olsa dahi yine de jest ve mimiklerle köpeğimizi beğendiklerine ve bu beğeniyi göstermek istediklerine sayısız kez şahit olduk bu geçtiğimiz 6 ayda.

Bize ilginç gelse de bu evcil hayvan sevgisi köpekle sınırlı değil. Kedi, iguana, hamster, tavşan gibi hayvanların da tasma ile bahçeye çıkarıldığına, sokakta gezdirildiklerine şahit olduk.

Polonya için evcil hayvan dostu bir ülke desek bizce yanlış olmaz.

Bizim için başka bir olumlu yön, çoğu market ve mağazada self-servis kasalarının olması ve bunların menülerinin İngilizce dahil 4-5 dil içermesi. Bu sayede ihtiyacınız olan ürünleri alıp kasadaki görevli ile iletişim kurmadan, alışverişinizi kendiniz tamamlayabiliyorsunuz.

Şehirde ilk 20 dakikası ücretsiz olan bisiklet istasyonları var. Bisikletin telefon uygulamasını kurup, hızlıca üye olarak bisikleti kolaylıkla kiralayabiliyorsunuz. Bizce çok güzel 🙂

Polonya Facebook gruplarından okuduğumuz kadarıyla acil durum gerektiren anlarda polis/ambulans/itfaiye çok hızlı şekilde olay yerine intikal ediyormuş. Bizim trafikte gördüğümüz bu 3 birimden birinin aracının sirenleri açık şekilde bir yere gidiyorsa mutlaka tüm arabalar bu birimlere yol veriyor. Bu araçlar için trafik veya trafik ışıkları kısmi olarak geçerliliğini yitiriyor. İstanbul ‘da yaşadığımız bir kaza sonrası 5 saat trafik polisi beklediğimiz aklımıza geliyor, üzülüyoruz.

İş Hayatı

Belirttiğimiz gözlemler IT alanında, beyaz yaka çalışanına sunulan olanaklar diyebiliriz.

IT alanında çalışanlar olarak, bulunduğumuz ve gözlemlediğimiz kadarıyla iş ortamlarında gereksiz samimiyet yok. Size, aileniz veya kendiniz ile ilgili özel sorular sormuyorlar. İş arkadaşlarınız 1 hafta içinde sizi sosyal mecralardan eklemiyorlar.  İşinizi yaptığınız sürece kimse sizin o işi nasıl yapmanız gerektiğini söylemiyor. Çalışmak istediğiniz projeyi kendiniz seçebiliyor, bir projede pasif katılımcı olarak da yer alabiliyorsunuz.

Burada zaman yavaş akıyor.

İzinlerinizi nasıl kullanacağınız tamamen sizin tasarrufunuzda. İşe başladığınız andan itibaren size tanımlanan izin hakkınızı kullanabiliyorsunuz. Dilerseniz aralıksız olarak 26 iş günü izin alabilir dilerseniz de parça parça kullanabilirsiniz. İzin girdiğiniz tarihlerde resmi bayram/tatil vb. bir durum varsa sistem otomatik olarak o günü izin sayınızdan düşüyor. Böylece resmi tatil izninize dahil edilmiyor.

Mesai saati dolduğunda herkes işi bırakıyor. Her çalışan günlük 11 saat ve hafta sonu boyunca aralıksız 35 saat yasal dinlenme hakkına sahip. Dinlenme süresince çalışılması gereken bir durum varsa da mesai ücreti ödeniyor.

48 saatlik haftasonunda 35 saat boyunca her çalışan hiç bir şekilde iş ile ilgili bir aktivitede bulunmamalı. Varsayalım zorunlu olarak bulunmanız gereken bir aktivite oldu ve 35 saat dinlenemediniz. Bu durumda hem aktivite sonrası 35 saat kesintisiz dinlenmeniz gerekiyor, hem de hafta sonu çalıştığınız için mesai saati ücretiniz saatlik olarak %100 şeklinde hesaplanıyor. Bir takvim yılında fazla mesai süresi yasal olarak 150 saati geçemez.

Türkiye’de IT sektöründe upgrade, kurulum veya planlı çalışma gibi sebeplerle mesai saatleri dışındaki çalışmaların maddi veya manevi karşılığını şirketlerden alamıyorsunuz. Bu, bir IT çalışanı için gerçekten oldukça güzel bir hak.

OLUMSUZ YÖNLER

Olumsuz yönler ile paylaşımımıza devam edelim.

Sosyal Yaşam

İlk olumsuzluğumuz alkol konusunda. Polonya’da alkol ucuz ve çeşit çok. Sebebini henüz bilmediğimiz bir nedenden dolayı (dert yok tasa yok) çok sık tüketildiğini görüyoruz. Olumsuz tarafı, boş alkol şişelerinin sokaklara, bina kenarlarına atılması. Dolayısıyla bu cam parçalarının patili dostlarımız ve çocuklar için yer yer tehlikeli hale gelmesi.

Diğer bir olumsuzluk devlet daireleri ile ilgili. Polonya, Avrupa Birliği içerisinde EU vatandaşı olmayan ülkelere en çok çalışma izni veren ikinci ülke konumunda. 2019 verilerine göre yaklaşık yarım milyon çalışma izni verilmiş. Bunun en büyük sebebi Avrupa içerisinde kendisini bir IT Hub’ı olarak konumlandırması. Bu kadar çalışma izni demek ülkeye dahil olan yarım milyon expat demek. Bu expatların devlet dairelerinde kayıt, izin vb. işlemlerinin yapılabilmesi için ilgili ofislerde en az bir tane İngilizce bilen memur bulunmasını beklerdik. Şimdiye kadarki deneyimimize göre İngilizce bilen memur oranı %5 seviyelerinde. Bize göre bu durum, ülkeye dahil olan insanların ülkedeki adaptasyonunu zorlaştıran ciddi bir etken.

Polonya’da Pazar günleri ticaret yasağı mevcut. Bu sebeple çok istisna yerler hariç genel olarak tüm market ve alışveriş yapabileceğiniz yerler Pazar günleri kapalı.

Başka olumsuzluk maddesi de elektrikli scooterlar. İstanbul’da, rastgele yerlere kilitlenip bırakılan ve yol ihlali yapan scooterlar burada da bir farkla devam ediyor. Aradaki tek fark bir yere bağlama zorunluluğu olmaması. Bu da yaya yolunun ortasına gelişigüzel bırakılmış farklı markalara ait onlarca scooter anlamına geliyor. Bizce hoş bir durum değil.

Sizlerin Polonya’da hakkında olumlu/olumsuz görüşleriniz veya size ilginç gelen bir durum varsa yorumlarda buluşalım.

Polonya’ya geldiğimiz ilk günlere ait gözlemlerimizi de bu yazımızda paylaştık 🙂

Sevgiler 🙂

Categorized in:

Genel,

Last Update: Ağustos 31, 2024